Ana Sayfa Politika Kıbrıslılar Hareketi’nin mektubu güney basınında yayınlandı

Kıbrıslılar Hareketi’nin mektubu güney basınında yayınlandı

4
0

Kıbrıslılar Barış ve Dayanışma Hareketi, Kıbrıs Cumhuriyeti (KC) Cumhurbaşkanı Hristodulides’e verdikleri kaleme aldıkları mektup, güney basınında yer aldı. New York’taki zirve öncesi iletilen bu çağrı, Türkiye’nin bölgedeki politikalarının Kıbrıslıtürklerin iradesini gasp ettiğini ve çözüm müzakerelerinin önünü tıkadığını ortaya koyuyor

Gerçekte neler yaşandığını gözler önüne seriyor

Philenews, “Kıbrıslıtürkler, işgal altındaki bölgelerin gerçekliğini ortaya koyarak Cumhurbaşkanı’na dilekçe verdi” başlığıyla, Kıbrıslılar Barış ve Dayanışma Hareketi’nin mektubunu yayınladı.

Kıbrıslıtürkler tarafından KC Cumhurbaşkanı’na iletilen bir mektup, Kıbrıs’ın kuzeyinde gerçekte neler yaşandığını gözler önüne serdiğine işaret edilen haberde, Kıbrıslılar Barış ve Dayanışma Hareketi tarafından imzalanan altı maddelik mektup, Türkiye’nin Kıbrıs’ın kuzeyinde sistematik bir nüfus transferi gerçekleştirdiği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikayette bulunulmasını talep ettiğini aktarıldı.

Haberde, mektubun ayrıca Cumhurbaşkanı Hristodulides’ten Kıbrıs’ın kuzeyinde Birleşmiş Milletler gözetiminde bir nüfus sayımı yapılmasını talep ettiğine de yer verildi.

Kıbrıslıtürk liderliğin kamuoyuna sunduğu birçok iddiayı zayıflatıyor
Mektubun, New York’ta yapılacak gayriresmi konferansın hemen öncesinde iletilmiş olması da siyasi açıdan kayda değer olduğunu belirten haberde, “Mektubun içeriği, Kıbrıslıtürk liderliğin Kıbrıs’ın kuzeyinde ilgili kamuoyuna sunduğu birçok iddiayı zayıflatıyor.

Aynı zamanda Türkiye’nin “Kıbrıslıtürkleri koruma” tezini de geçersiz kılıyor; çünkü mektubu yazan Kıbrıslıtürkler doğrudan Kıbrıs Cumhuriyeti’ne başvurarak Ankara’dan korunmayı talep ediyorlar” ifadelerine yer verildi.

Kıbrıs sorununun önündeki engel, demografik değişim
Mektubun odak noktalarından biri, Türkiye’nin Kıbrıs’ın kuzeyinin demografik yapısını sistematik biçimde değiştirmesi olduğunu aktaran Philenews, “mektubu kaleme alanlar, bu durumun ‘Kıbrıs sorununun çözümüne engel oluşturduğunu’ düşündüklerini” ifade ederek “Hatta Türkiye’nin Kıbrıs’ın kuzeyinde etnik temizlik uyguladığını dahi belirtiyorlar” dedi.

Ardından, haber, sunulan mektuba alıntıda bulundu:

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü korumak ve anayasal düzenini yeniden tesis etmek bahanesiyle adaya askeri müdahalede bulunan Türkiye, garantörlük sorumluluklarını aşarak Kıbrıs’ın kuzeyinde etnik temizlik gerçekleştirmiş, adayı sınırlarla ikiye bölmüş, Rumlara ait mülkleri yağmalamış ve 1949 Cenevre Sözleşmeleri’ni ihlal ederek nüfus aktarımı yapmıştır. Bu adımlarla adanın demografik yapısı bozulmuş, kendisine bağlı ayrılıkçı bir kukla rejim kurulmuştur”

Masada Kıbrıslıtürkler değil, Türkiye var
Haberin devamı şu şekilde:

“Kıbrıslıtürklerin kendi ifadelerine göre, Ankara kurduğu ‘siyasal rejimi sürdürme çabasıyla’, ‘Kıbrıs’ın kuzeyine yönelik işgal ve kolonizasyon politikaları’ aracılığıyla bölgenin demografik yapısını değiştirmiş ve Kıbrıslıtürklerin siyasal iradesine el koymuştur.

Deliller sunuldu: ‘Son Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olup oy kullanma hakkına sahip Kıbrıslıtürk seçmen sayısı 103 bin iken, 2025 Temmuz ayında kuzeydeki yetkililer seçmen sayısını 216 bin olarak açıkladı’

Cumhurbaşkanı Hristodulides’e seslenilerek, Ekim ayında yapılacak seçimlerin ardından müzakere masasında Kıbrıslıtürkler değil, Türkiye’nin temsil edileceğini ifade ettiler.

Beş Talep
Lahey’e Başvuru: “Türkiye’nin 1949 Cenevre Sözleşmeleri’ni ihlal ederek adanın kuzeyine sistematik nüfus transferi yapması ve demografik yapıyı değiştirmesi konusunu Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi nezdinde gündeme getirmenizi ve bu durumu Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) şikayet etmenizi talep ediyoruz”

BM Nüfus Sayımı: ‘Resmi olarak Birleşmiş Milletler’den, uluslararası gözlemcilerin denetiminde, işgal altındaki Kıbrıs’ın kuzeyinde kapsamlı bir nüfus sayımı yapmasını talep etmenizi önemle rica ediyoruz.

Bu sayım, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan gerçek Kıbrıslıtürklerin sayısını doğru şekilde belirlemenin yanı sıra, en önemlisi, yasa dışı yerleşimcilerin sayısı ve kimliklerinin kesin olarak tespit edilmesi amacıyla titizlikle planlanmalı ve uygulanmalıdır.

Bu demografik girişim, yalnızca akademik bir çalışma olarak görülmemeli; durumun sağlıklı değerlendirilmesi ve adamızın demografik bütünlüğünün korunması için önemlidir’

Ayrıca, böyle bir siyasi ortamda sağlıklı seçimlerin yapılamayacağını belirtiyorlar ve Cumhurbaşkanı’ndan, Birleşmiş Milletler’in organize edip denetleyeceği Kıbrıs’ın kuzeyinde sağlıklı seçimlerin yapılmasını sağlamak için gerekli adımları atmasını talep ediyorlar.

Sistematik Kolonizasyon: ‘Türkiye’nin dayattığı nüfus transferi politikasının, Kıbrıslıtürklerin siyasi iradesinin ihlali ve demokrasi ile insan haklarına saygısızlık olduğunu düşünüyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kıbrıs’ın kuzeyini Türkiye’nin alt yönetimi olarak tanımlaması, Türk askeri ve siyasi bürokratlarının her seçim döneminde seçimlere müdahalesini olağan bir uygulama haline getirmiştir’

Ayrılıkçı ve Sömürgeci Politika: ‘Ayrıca, Türkiye’nin ayrılıkçı ve sömürgeci politikasına hizmet eden ve Kıbrıslıtürklerin siyasi liderliğini etkisizleştiren bu tehlikeli seçim oyununu sona erdirmek için gerekli adımları atmanızı talep ediyoruz.

Yasa dışı yerleşimciler seçimlere katılmaya ve Kıbrıslıtürklerin iradesini gasp etmeye devam ettiği sürece, Türkiye’nin işgal altındaki bölgemizde yapılan seçim sonuçlarına itiraz etmemesi kendi çıkarınadır‘

Sonuçlara itiraz: ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini korumak ve vatandaşlarının demokratik haklarını garanti altına almak amacıyla bu sahte seçim sonuçlarına itiraz etmenizi talep ediyoruz. Böyle bir siyasi duruş, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakerelerdeki çıkmazı aşacak ve nüfus transferlerinin önüne geçecektir’

Cumhuriyet’ten vatandaşlarını koruma talebi

Haberde, “İşgal rejiminin, gaspçılarla ilgili davalar vesilesiyle KC makamlarını suçladığı ve bu davaların Kıbrıslıtürklere yönelik bir sindirme aracı olarak kullanıldığı iddia edilen bir dönemde,Kıbrıslılar Barış ve Dayanışma Hareketi’nden gelen mektup bambaşka bir gerçeği ortaya koymaktadır” denildi.

“Kıbrıs’ın kuzeyindeki rejimin yargıyı açıkça bir silah olarak kullanıp, rejimi eleştiren Kıbrıslıtürk aydınları, gazetecileri, sendikacıları ve diğer vatandaşları baskı altına almak, tehdit etmek ve tutuklamak için kullandığını ifade” ettikleri de haberde aktarıldı.

Müzakere masasına etkileri

Türkiye ve işgal rejimi tarafından izlenen politika, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik çabaları da etkilemektedir. Kıbrıslılar Barış ve Dayanışma hareketi, son görüşme turlarında ‘Kıbrıslıtürklerin müzakere masasında temsil edilmemesinin olumsuz sonuçlarını hepimizin deneyimlediğine’ işaret ediyor. Ancak bu görüşmeler herhangi bir sonuç doğurmamıştır.

Bu nedenle, Kıbrıslıtürkler mektuplarının hem başında hem sonunda, Kıbrıs sorunu görüşmelerinin yeniden başlatılması çabalarına yönelik dolaylı etkileri öne çıkarmaktadır.

Mektubunun içeriği, Hristodulides’in elinde güçlü bir koz teşkil etmektedir

Kıbrıslıtürklerin mektubunun içeriği, Nikos Hristodulides’in New York’ta yapılacak gayri resmi beşli toplantısında elinde güçlü bir koz teşkil etmektedir.

Kıbrıslıtürklerin kendilerinin de Hristodulides’e “diplomatik nezaketin dönemi sona erdiğini” işaret etmeleri tesadüf değildir. Aynı zamanda, ‘ortak demokrasimizi korumak ve adayı yeniden birleştirmek’ üzere kararlı bir inisiyatif üstlenmesi çağrısında bulunmaktadırlar”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz