Ana Sayfa Güncel Eylem: “Orada ne varsa burada da olması için” çalışmalar hızlandırıldı

Eylem: “Orada ne varsa burada da olması için” çalışmalar hızlandırıldı

8
0

Kıbrıs Türk Orta eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, Kıbrıslıtürklerin iradesinin, kimliğinin, dilinin, dininin ve kültürünün yanında yargı bağımsızlığının da tehdit altında olduğunu belirterek, bağımsızlık ve özgürlük talebinin ve mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini vurguladı

Yazılı açıklama yapan Eylem, her kurumu, her alanı ve iradeyi ele geçiren, kuşatan, dayatmacı rejimin; adanın kuzeyinde demokrasiyi ve özgürlükleri bitirmek için, “orada ne varsa burada da olması için” çalışmalarını hızlandırdığını belirtti.

Eylem, “Bu şiar kapsamında yeni rejim inşasını tüm enstrümanlarıyla birlikte son sürat tamamlamaya çalışmaktadır. Kendi malını, ata toprağı arazisini defalarca ziyaret eden ama son ziyaretinden sonra peşlerine düşen polis araçlarıyla yollarından döndürülerek gözaltına alınan, ortada hiçbir suç yokken kelepçelenip tutuklanan, güneydeki tutuklamalara nispet, siyasi rehin olarak tutulan ve hala daha eziyet çektirilen beş yaşlı insanın sağlık sorunları görmezden gelinip ihmal edilmekte, mahkemelerde, hapishane köşelerinde eziyet çektirilmekte, insanlık dışı muameleye maruz bırakılmaktadır” dedi.

“Avukatları bile tutuklayıp kelepçe takmak AKP tarafından atılan yeni bir adım”

Eylem şöyle devam etti;

“Faşist yönetimler, halkları harcama pahasına hiç çekinmeden, benzer yöntemleri kullanmaktadır. Bu, asla kabul edilebilir değildir.

Bu insanlara yapılan eziyet yetmezmiş gibi avukatlarını tutuklamak, kelepçeleyip itibar suikastına maruz bırakmak ise bu olayın yeni bir boyutunu, kuzeyde AKP tarafından atılan yeni bir adımı göstermektedir.

Bu adım, kuşatmanın yargı bağımsızlığını tehdit ettiğini, tüm alanlarda bağımsızlığımızın, özgürlüklerimizin müdahalelerle tehdit altında olduğunu, uluslararası olarak tanınan kurum ve kararları orda olduğu gibi burada da AKP’nin tanımadığını, yok saydığını ortaya koymakta, adamızın kuzeyinde oluşturmaya çalıştığı, külliye ile de somutlaştırdığı yeni bir rejim yönünde atmış olduğu ileri bir adıma işaret etmektedir.

“Kıbrıs Türk toplumunun iradesi, kimliği, dili, dini, kültürü, varlığı tehdit altında”

Bu noktada, konuyu sadece kelepçeleme meselesi olarak değerlendirmek, yasal mıydı, değil miydi noktasına getirmek gerçekleri, esas meseleyi göz ardı etmektir, popülizmden başka bir şey değildir.

Uzun yıllardır, taşıma nüfusla, sistematik asimilasyon ve entegrasyon politikalarıyla, ‘ekonomik iş birliği’ adı altında dayatma paketlerle ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ve en önemlisi eğitim alanında atılan gericileştirme adımlarıyla sürdürülen toplum mühendisliğiyle Kıbrıs Türk toplumunun iradesi, kimliği, dili, dini, kültürü, varlığı tehdit altına alınmış durumdadır.

TC hükümetleri, yerel işbirlikçileri aracılığıyla çözümsüzlük için çabalamakta, ada yarısı uluslararası hukukun dışında bırakılmakta, mafya, tetikçi, kumar, kara para cenneti haline dönüştürülmekte bu durumdan adamızın kuzeyinin her kurumu, her köşesinin peşkeş çekildiği TC sermayesi, üst düzey siyasileri ve muadili yerelleri nemalanmaktadır.

“AB, BM seyirci konumunda”

AB, BM gibi uluslararası çevreler ise bu duruma seyirci kalmakta, güneydeki yönetim ise hala daha çözüm, barış için olumlu bir adım atması gerekliliğini göz ardı etmekte, çözümsüzlükten kaynaklanan sorunlara tek yanlı siyasi çözümler üretip kararlar almaktadır.

Kuzeyde Türkiye’nin uzun yıllardır uzaktan komutalı olarak sürdürdüğü politikalar ve güneyde alınan yanlış kararlar adamızı bilinçli olarak fiziksel bölünmeye götürmüştür.

Adamız bölünürken yaptıkları gibi düşman kardeşlerin işbirliği, bölünmeyi, ayrılığı derinleştirmeyi ve çatışma riskini artırmayı beraberinde getirecek, neden olacak durumları yaratmaktadır.

“Mücadeleyi yükseltmeliyiz”

Atılan adımlar, iki toplumun birbirinden daha da uzaklaşması, psikolojik bölünmenin de gerçekleşmesi ve çatışmaya doğru sürüklenmesi riski taşımaktadır.

Kıbrıslıtürkler bağımsızlık, özgürlük talebi ve mücadelesini yükseltmeli, bu talebe uluslararası camia sessiz kalmamalı, Kıbrıs’ta çözüm için etkin rol almalı, her iki kesimde ayrılıkçı, faşist kararların tutuklamaların sona erdirilmesi için, tel örgülerin kalkması, adamıza barış gelmesi için harekete geçmekte daha fazla geç kalmamalıdır”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz