KSP adına yazılı açıklama yapan Birinci, YSK’nın, 19 Ekim 2025’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi kapsamında, KSP Genel Sekreteri Mehmet Birinci’nin BRT’deki propaganda konuşmasıyla ilgili kararını açıkladığını aktardı.
Birinci: 2002’den beri aynı propaganda diliyle seçimlere katılıyoruz
Kararda şu ifadeler yer aldı:
“Kıbrıs Sosyalist Partisi’nin 30.9.2025 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenen saatte 5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 68’inci maddesi tahtında Devlet televizyonu ve radyolarında propaganda yapılması amacıyla gerçekleştirilen çekimlerde, yasalara karşı ve suç işlemeye kışkırtıcı nitelik taşıma olasılığı bulunan sözler içerdiğinden dolayı Yüksek Seçim Kurulu, seçimin güvenlik içinde, düzenle yürütülmesini sağlamak için ilgili yayının işaretlenen kısımlarının çıkarılarak yayınlanmasına oy birliğiyle karar verdi”
Söz konusu kararın siyasi sansür ve keyfi bir uygulama olduğunu vurgulayan Birinci, “Partimiz, 2002 yılındaki kuruluşundan bu yana aynı propaganda diliyle seçimlere katılmakta olup anti-emperyalist çizgisinde bir değişiklik olmamıştır” dedi. Yıllardır Kıbrıs sorunu ve ülkedeki diğer sorunlara ilişkin aynı dili ve siyasal çizgiyi kullandıklarını belirten KSP Genel Sekreteri, anti-emperyalist bir bakış açısıyla propaganda yürütmekte olduklarına işaret etti.
“Ne değişti de bugün sansür uygulanmaktadır?”
Birinci, açıklamasına şöyle devam etti:
“2025 seçim sürecinde de söylemlerimizde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Bu durumda soruyoruz: Ne değişti de bugün sansür uygulanmaktadır? YSK’nın kararı yalnızca parti söylemlerimizi hedef almamakta, aynı zamanda demokrasiye ve ifade özgürlüğüne de zarar vermektedir. Halkın farklı görüşleri öğrenme hakkı engellenmektedir. Bu tür müdahaleler seçimlere gölge düşürmektedir.
Bu karar seçim sürecine doğrudan müdahale anlamı taşımaktadır ve demokratik değerlerle bağdaşmamaktadır. Kamuoyu, partimizin gerçek düşüncelerinden mahrum bırakılmak istenmektedir.
“Bu karar açıkça siyasi sansür uygulamaktır”
YSK’nın bu kararı keyfi bir karardır. Bu karar açıkça siyasi sansür uygulamaktır. Bu karar yalnızca KSP’nin düşünce ve ifade özgürlüğünü sansür yoluyla kısıtlamak değil, aynı zamanda halkın bilgi alma özgürlüğü ve haklarını da engellemektir. Hepsinden önemlisi YSK’nın bu kararı seçimlere doğrudan bir müdahaledir. YSK’nın bu kararıyla bazı çevrelerin ‘son kalemiz’ olarak ifade ettikleri yargı da çökmüş, teslim olmuştur. Kıbrıs’ın kuzeyinde burjuva hukukunun zerresi kalmamıştır.
Okullardaki disiplin tüzüğünü teknik nedenlerle iptal eden, ancak dinsel ve siyasal İslam’ın simgesi olan başörtüsünün ifade özgürlüğüne aykırı olmadığına hükmeden yargıçların, seçim ortamında bir siyasi partinin kendi görüş ve düşüncelerini, dünyadaki gelişmelere ilişkin açıklamalarını sansüre tabi tutması, hukuktan ve demokrasiden söz etmeyi imkânsız kılmaktadır.
“Partimiz, YSK kararlarına karşı tüm yasal haklarını kullanmaya kararlıdır”
Partimiz, YSK kararlarına karşı tüm yasal haklarını kullanmaya ve gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmeye kararlıdır”
