CTP olarak, 2-7 Mart tarihleri arasında İsviçre Konfederasyonu’nun başkenti Bern’deydik. Program kapsamında, toplumsal dinamikler, temsiliyet ve doğrudan katılım modellerini, bu modellerin tarihsel, ekonomik, hukuki ve siyasi arka planını derinlemesine ele alma fırsatı bulduk. Kıbrıs’ta olası bir federal çözüm modelini, İsviçre deneyimiyle karşılaştırma ve değerlendirme imkânı elde etmemiz, çalışmanın en değerli yönüydü.


Dayanışma ve Sinerji: Toplumsal Bütünleşmenin Temeli
İsviçre sisteminin sürdürülebilirliği ve işlevselliği üzerine yaptığımız incelemelerde, sosyal ve etnik faktörlerin bu dinamikleri nasıl şekillendirdiğini analiz ettik. Köklü bir konfederasyon geleneğine sahip İsviçre’nin 1848 Anayasası ile nasıl federal bir yapıya evrildiğini, bu dönüşümün ardındaki siyasi ve toplumsal motivasyonları (örneğin, merkeziyetçilik ile yerel özerklik dengesi arayışı ve 1847 Sonderbund Savaşı’nın etkileri) uzmanlarla tartıştık. İsviçre modelinin en çarpıcı özelliği, “dayanışma ruhu” ve kolektif hareketten doğan “sinerji”dir. Toplumsal bütünleşme, kapsayıcılık ve doğrudan demokrasi kanallarının tüm bireylere açık olmasıyla sağlanıyor. Dört dil topluluğunun (Almanca, Fransızca, İtalyanca, Romanşça) farklı kantonlarda ortak bir yaşam standardını nasıl koruduğunu, bunun ardındaki müzakere, paylaşım ve uzlaşı kültürünü gözlemledik.
Doğrudan Demokrasi ve Kantonal Özerklik
Federal Anayasa’nın çizdiği çerçevenin dışındaki tüm yetkiler, kantonlara bırakılmıştır. Her kantonun kendi yürütme ve yasama organlarına sahip olması, yerel ihtiyaçlara esnek çözümler üretilmesini mümkün kılıyor. Örneğin, eğitim ve iç güvenlik politikaları kantonların inisiyatifindedir. Bu da federal sistemin “çeşitlilik içinde birlik” ilkesini somutlaştırıyor. Toplumun tüm kesimlerinin görüşlerinin yasal düzenlemelere yansıtıldığı uzlaşı kültürü, sistemin başarısının anahtarı. Her konuda müzakere zorunluluğu, zaman kaybı gibi görünse de “birlikte var olma iradesi” bu engeli aşıyor. Özellikle, referandum ve halk inisiyatifi gibi doğrudan demokrasi araçlarının sık kullanımı, halkın karar alma süreçlerine aktif katılımını sağlıyor.
Siyasetin Yapısı: Kolektif Fayda Odaklı Yaklaşım
İsviçre’de siyaset, yarı profesyonel bir şekilde kurgulanmıştır. Siyasetçilerin çoğunun asıl mesleklerini sürdürmesi, halkla teması canlı tutuyor. “Ben” değil “biz” anlayışının hakim olması, kişisel çıkarlar yerine toplumsal faydayı öne çıkaran bir siyaset kültürü yaratıyor.
Kıbrıs İçin Kazanımlar
Kıbrıs’tan sekiz siyasi parti ve müzakere süreçlerinde deneyimli isimlerin katıldığı bu ziyaret, “Kıbrıs Diyalog Formu” organizasyonu ve İsviçre Dışişleri Bakanlığı ile AB’nin desteğiyle düzenlendi.
CTP olarak bu değerli çalışmadan dolayı başta KDF Sekreteryası olmak üzere destek veren, organize eden ve katkı koyan herkese teşekkür ederiz.
Bizim için, Ada’nın birleşmesi için federal modelleri yeniden değerlendirmek, toplumsal beklentileri sorgulamak ve diyalog kanallarını güçlendirmek adına özel bir deneyimdi.
CTP olarak, İsviçre’nin federal yapısından edindiğimiz bu çıkarımlarla Kıbrıs sorununa dair çözüm arayışlarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Dayanışma, uzlaşı ve kolektif akıl, müzakere süreçlerinin omurgasını oluşturmaya devam edecek.


