Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, adayların halk önünde açık tartışmalara katılması gerektiğini vurguladı.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, adayların halk önünde açık tartışmalara katılması gerektiğini vurguladı. Parti, özellikle CTP adayı Tufan Erhürman ile UBP adayı Ersin Tatar’ın aynı platformda karşı karşıya gelmesinin, demokrasinin gereği olduğunu ifade etti.
CTP açıklamasında, gelişmiş demokrasilerde seçimlerin açık tartışmalarla anlam kazandığına dikkat çekilerek, “Projeler, vizyon ve kapasite böyle ortaya çıkar. Bu seçimde öncelikle adaylar karşılıklı konuşmalıdır” denildi.
Açıklamada, Ersin Tatar’ın ortak programlara katılmaktan ısrarla kaçtığı ileri sürülerek şu ifadelere yer verildi:
“Sn. Tatar’ın yalnızca Yüksek Seçim Kurulu takviminde görülen Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’ndaki tek bir programa onay verip diğer tartışmalardan bilinçli olarak kaçması, hem halkımıza hem de medyamıza yapılmış açık bir saygısızlıktır. Geçmiş seçimde de son gün katılacağını açıkladığı programa çıkmadığı unutulmamıştır.”
CTP, milletvekilleri veya farklı siyasi aktörlerin adayların yerine tartışmalara katılmasının da halkın iradesine gölge düşürdüğünü belirtti. Açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın bizzat adayları dinleme hakkı vardır. Müzakere ve temsiliyet görevi olan Cumhurbaşkanlığı’na aday olan bir kişinin, seçim sürecinde tartışmadan kaçması kabul edilemez” ifadeleri kullanıldı.
CTP, Erhürman’ın tüm televizyon kanalları ve basın örgütlerinin düzenleyeceği her açık oturumda diğer adaylarla birlikte halkın karşısına çıkmaya hazır olduğunu da açıkladı. Parti, “Kaçmıyoruz, saklanmıyoruz; halkın huzuruna çıkmaktan korkmuyoruz” mesajını verdi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, halkımıza, medyamıza ve demokrasimize duyduğumuz saygının gereği olarak adayların birlikte ekrana çıkması için ilk günden itibaren çağrı yaptık.
Gelişmiş demokrasilerde seçim süreçleri, halkın önünde gerçekleşen açık tartışmalarla anlam kazanır; projeler, vizyon ve kapasite böyle ortaya çıkar. Bu seçimde öncelikle adaylar karşılıklı konuşmalıdır.
Ne yazık ki Sn. Ersin Tatar’ın ortak programlardan ısrarla kaçması ve ısrarla başka siyasi isimlerin ardına saklanması, seçimin çehresini gölgeleyen bir oyuna dönüşmüştür.
Bu zihniyet; gerilim ve ayrıştırmayı körüklerken, seçim sürecini de suçlama oyunlarına, doğru olmayan iddialar ve manipülasyon üretimine kilitlemiştir.
Sn. Tatar’ın yalnızca Yüksek Seçim Kurulu takviminde görülen Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’ndaki tek bir programa onay verip, diğer tartışmalardan bilinçli olarak kaçması, hem halkımıza hem de medyamıza yapılmış açık bir saygısızlıktır.
Kaldı ki, geçmiş seçimde, adayın, son gün tüm adaylarla birlikte düzenlenecek programa onay vermesine rağmen katılmadığı da unutulmamıştır.
Milletvekilleri ya da farklı siyasi profillerin adayların yerine konuşturulması, Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın bizzat adayları dinleme hakkını ellerinden almaktadır.
KKTC Cumhurbaşkanı’nın en temel görevi “müzakere” ve “temsiliyet”tir. Seçim sürecinde bile karşılıklı tartışmadan kaçan bir adayın, yarın halkın geleceğini müzakere etme ve uluslararası alanda temsil etme iradesi sorgulanır.
Cumhuriyetçi Türk Partisi, Cumhurbaşkanları adaylarının – özellikle de Tufan Erhürman ve Ersin Tatar’ın – yan yana geleceği açık oturumlar gerçekleştiği takdirde çoklu programlara sözcü gönderecektir. Bu süreçte hem aday hem de sözcüler halkımızı her türlü kanaldan doğru şekilde bilgilendirmeye de devam edecektir.
Karşılıklı konuşması gerekenler öncelikle Cumhurbaşkanları adaylarıdır. Kıbrıs Türk medyası ve farklı yayın kurumlarındaki değerli gazeteciler, halk adına adayları yüz yüze sorgulama özgürlüğünden mahrum bırakılmamalıdır.
Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Tufan Erhürman, tüm televizyon kanallarında ve basın örgütlerinin düzenleyeceği her açık oturumda, diğer adaylar ve Sn. Tatar’la birlikte halkımızın karşısına çıkmaya hazırdır.
Kaçmıyoruz, saklanmıyoruz; halkın huzuruna çıkmaktan korkmuyoruz.
