Ülkeyi uçuruma sürüklediği halde hiçbir özeleştiri yapmayan Saray, savaşı bahane ederek iç tahkimat çabasına girişti. Toplumsal barışı bizzat kendisi bozan bu rejim değişmeden ülke esenliğe çıkmayacak.
RADİKAL – ABD ve İsrail eliyle Ortadoğu yeniden dizayn edilirken Saray rejimi ayakta kalma manevraları yapıyor.
İçeride hegemonyasını kaybeden, toplumsal rıza üretemeyen iktidar, geçen yazdan bugüne “iç cephe”, “çözüm süreci” hamleleriyle dış politikada yeniden pozisyon belirlemeye, içeride ise rejimi tahkim etmeye çalışıyor.
İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını da bahane ederek iç tahkimat çağrılarını artıran AKP ve MHP, hiçbir özeleştiri yapmadan ilerliyor.
Ekonomiyi yerle bir eden, halka yoksulluğu dayatan, ülkenin kaynaklarını sermayeye peşkeş çeken, yargı sopasıyla muhalefeti susturmaya çalışan, 19 Mart operasyonlarıyla CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nu üç aydır cezaevinde tutan, muhalefetin elindeki belediyelere çöken rejim bu ülkedeki tüm krizlerin baş sorumlusu oldu. Ülkede toplumsal barış ve huzuru bizzat bu iktidarın kendisi bozdu. Eğitimde gericilik sarmalı, sağlıkta piyasalaşma, en tepeden en alta kurumların işlevini birer birer yitirmesinin ardında bu rejimin olduğu unutulmamalı. Tüm bu baskı, talan, yağma ve yargı sopasına rağmen bu rejimden bir çözüm, demokrasi, toplumsal mutabakat beklenmeyeceği ortada.



Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ortağı Bahçeli, rejimin ömrünü uzatmak adına kazığı çaktı. Anayasa meselesinden çözüm tartışmasına, iç cephe söyleminden toplumsal mutabakat çıkışına kadar her şey rejimin bekası için ortaya atıldı. Muhalefeti bölmeyi de amaçlayan bu stratejiye göre iktidar demokratikleşmeye dair hiçbir taviz vermezken, sürecin aktörleri ise Erdoğan ve Bahçeli’nin çizdiği sınıra gelmesi isteniyor. Bu rejimden halkların, kadınların, çocukların, gençlerin, işçilerin, emeklilerin, işsizlerin kısacası hiç kimsenin yararına bir şey çıkmayacak. Erdoğan ve Bahçeli’nin kurduğu oyuna gelmemek, rejimin ömrünü uzatacak hiçbir tuzağa düşememek gerekiyor.
ÜZERİNİZE DÜŞENİ YAPIN BASKISI
Son bir haftadır gündeme gelen pek çok konu da sürecin rejimin çıkarına göre şekillendirildiğini gözler önüne seriyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın DEM Parti heyetiyle İmralı’da yaptığı görüşme tutanaklarında yer alan değerlendirmeler dikkat çekmişti. Bugüne dek yalanlanmayan bu tutanaklara göre Öcalan, bölgedeki en büyük tehdidi İsrail ve ABD olarak gördüğünü ifade ederken MHP Lideri Devlet Bahçeli, İsrail’in İran saldırılarının ardından bir kez daha “iç tahkimat” vurgusunu yaptı. Saray’ın Danışmanı Mehmet Uçum da geçen pazar günü yazısında “çözüm” sürecine ilişkin DEM Parti’nin teknik konularla ilgilenmeden üzerine düşeni yapması gerektiğini savundu.
DEMİRTAŞ’TAN DİKKAT ÇEKEN ÇAĞRI
Öte yandan tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK’nin silahsızlanma sürecinin hızlı şekilde tamamlanması gerektiğini söyledi. Demirtaş, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da tüm siyasi parti genel başkanlarıyla birlikte “ortak politika” için bir çalışma toplantısı yapması çağrısında bulunurken seçilmiş belediye başkanlarının tutuksuz yargılanmaları gerektiğini vurguladı. Demirtaş açıklamasını şöyle bitirdi: “Birlik ve beraberlik iktidar partisinin değil, Türkiye’nin etrafında olacaktır. Madem soyadımız Türkiye’dir, o halde herkesi soyadımız etrafında birleşmeye ve bunun için sorumluluk almaya davet ediyorum. Bu kasır bir gün elbette dinecek ve bizler bu toprakların kadim halkları olarak burada, bir arada, eşitçe ve özgürce yaşayacağız.”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise partisinin dünkü gurup toplantısında PKK lideri Öcalan ile talep ettiği kişi ve kesimlerle görüşebilmesi gerektiğini söyledi. Bakırhan, ‘‘İmralı’nın yollarının herkese açık olması gerekiyor’’ dedi Bakırhan, İmralı Süreci’nde komisyonun bir an önce kurulması gerektiğini söyledi. Bakırhan, ‘‘Meclis tatili gündemden çıkarmalı’’ dedi. Bakırhan şu ifadeleri kullandı: “Zaman takvimleri tatile değil barışa kurma zamanıdır. Meclis derhal demokratik toplum ve Barış Komisyonunu kurarak tarihi sorumluluğunu yerine getirmelidir. Bu komisyon fikri ve tartışma kulübü biçiminde çalışmamalıdır. Genel kurula yasa gönderen sonuç alıcı bir yapıda çalışmalıdır. Bu komisyon barış misakının mimarı olabilir.”
∗∗∗
SİLİVRİ’YE ZİYARET
DEM Parti Eş Genel Başkanları; Ekrem İmamoğlu, Ahmet Özer, Can Atalay ve Ercüment Akdeniz’in de aralarında bulunduğu tutukluları 19 Haziran’da ziyaret edecek. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, 19 Haziran’da Silivri Cezaevi’nde ziyaretlerde bulunacak. DEM Parti heyeti; Ekrem İmamoğlu, Ahmet Özer, Bekir Kaya, Resul Emrah Şahan, Can Atalay, Ercüment Akdeniz, Halil Aksoy, Nesimi Aday ve Ahmet Saymadi ile görüşecek. BİRGÜN