BOŞVER UNUT GİTSİN
İlk kez gittim yeni hapisaneye…
Otuz yıl ağır hapis cezası almış bir mahkumu görmeye…
Uygulamalar eski hapisaneden farklı…
Yoklamalar daha sıkı…
Girerken de, çıkarken de fotoğrafını çekiyorlar…
Kapıda görevli bir polise sordum:
-Kaç tutuklu ve mahkum var?
-800 kadar, dedi…
Kapasite de o kadar zaten…
Bir genç bekleme odasında beni tanıyarak yanıma geldi…
Kendini tanıttı…
-Senin ne işin var burda, diye sordum…
-Bu hapisanede ben de yattım ve çıktım, dedi… Çıkalı bir yıl oluyor… Şimdi hapisane arkadaşlarımı ziyarete geliyorum sadece…
-Suçun neydi?
-İnsan kaçakçılığı… Suriyelileri kaçırmak…
-Kaç yıl yattın?
-Üç yıl…
Sohbetimiz ilerleyince bir itirafta bulundu…
-Yedi yıl önce, sizin taşlandığınız gün, gazetenin önüne gelenlerden biri de bendim… Bizi kandırarak oraya getirdiler… Tek taş atmadım ben… Daha sonra da bir televizyon programınız sırasında, size telefon ederek özür diledim…
-Boşver, dedim, unut gitsin… Ne yapıyorsun şimdi?
-Hiç… Köye uğrarsanız bir fırın kebabı yaparım size…
***
Bir gün de Arasta’daki bir esnaf dükkanında karşılaştım böyle biriyle…
Onu tanımıyordum, o beni tanıdı…
Görür görmez benden özür dilemeye başladı…
Af istedi…
Hiçbir şey anlamadım…
-Dur hele, dedim, sen ne yaptın ki özür diliyorsun?
-Vallahi abi çok pişmanım yaptığıma…
Ne yaptığını söylemesi için ısrar etmedim…
-Boşver gardaş, dedim, unut gitsin…
Çok sevindi…
Bir de fotoğraf çektik…
***
Mahkumla açık görüşmemdi…
15 günde bir yapılır açık görüşme…
Ve ancak iki ziyaretçiye izin verirler…
Onu tanımıyordum, tanıştık…
Bir masaya karşılıklı oturduk…
Otuz yıla mahkum, ama kesinlikle masum olduğuna inanıyor…
Masum olduğuna dair zerre kadar şüphesi yok…
Bunun için enerjik ve dinamik…
Eşi ile boşanmış…
Boşandıktan üç yıl sonra eşi şikayette bulunmuş polise…
Kendi öz oğluna 3 yaşından 10 yaşına kadar cinsel istismarda bulunmuş diye…
Oğlu şu anda 19 yaşında…
Otistik…
Konuşamıyor ve yazamıyor…
Ancak bakıcısının elini tutarak yazdığı iddia edilen bir şikayet ile bu dava açılmış…
Mahkeme bu yöntemi doğru kabul etmiş…
Ve kapalı oturumlarla üç yıl süren duruşmalardan sonra 30 yıl hapse mahkum etmiş…
Adam tarihimizin en uzun süreli hükümsüz tutuklusu…
5 yıl tutuklu yargılanmış…
-En son ne zaman gördün oğlunu, diye sordum…
-Tutuklanmadan önce, dedi…
-Sana karşı herhangi bir olumsuz hareketi oldu mu?
-Olmadı, hiç olmadı…
-Çocuğun şimdi kendinin yazdığı iddia edilen bir ifade üzerine senin 30 yıl hapse mahkum edildiğinden haberi var mı?
-Yok, dedi, bunu algılayamaz ki…
Görüşme süresi yarım saatti…
Çabucak geçip gitti…
Ayrılırken bir soru daha sordum ona…
-Burada hapisanedeki mahkumlar nasıl davranıyor sana?
-Çok iyi, dedi… Sevgi, ve saygıyla…
Bu soruyu niçin sorduğumu anlamıştı…
Hapistekiler ne suç işlemiş olurlarsa olsunlar, bir tecavüzcüyü almazlar aralarına…
Hatta onu döverler…
Ben masum olduğuna inanıyorum…
***
Güneydeki hapisaneye de bir kez gittim…
Kıbrıslı genç bir mahkumu görmeye…
O da altı yıl hapse mahkum olmuştu…
Ancak olayı anlattığı zaman, ben de o suçu işleyip işlemediğinden şüphe duydum…
Uyuşturucu kaçakçılığı ile suçlanmıştı…
Nasıl oldu bu?
Bir daire kiralamıştı güneyde…
Taksicilik yapıyordu…
Kirada tuttuğu evden temelli ayrıldıktan sonra, daire sahibi eve gitmiş ve uyuşturucu emareleri bularak polise haber vermiş, bunun üzerine de birkaç yıl sonra tutuklanmış…
Sanırım polis yeterli soruşturmayı yapmadı…
En azından benim edindiğim izlenim bu…
***
Bilirim…
Hapiste olmak zor…
Çok kötü…
Ama en kötüsü yine de hapiste olmak değil…
Hapisaneyi insanın kendi içinde taşıması…
Şener LEVENT
Ağustos 20/ 2025
Avrupa