Çaldılar…
Getirdiler…
“Devrettiler”…
Korsan bir yapı, korsan işler…
Çalanlar İngiltere’de çaldılar bu araçları…
Oldukça da uyanık davrandılar!
Anlaşılan profesyoneller…
Çaldıkları araçların plakalarını ve numaralarını da kopyaladılar…
Yani aynı tip araçların ikizini yaptılar…
Aynı plaka ve numaralarla araçlar halen İngiltere’de seyrüseferde!
İkizleri de burda, KKTC’de…
Kaç araç?
Sekiz tane, Range Rover ve Toyota markalar…
Lüks araçlar…
Aslında çalınıp getirilenlerin daha da fazla olduğu söyleniyor, ama onu saptayamadık…
***
Buradaki gümrükte takılmış araçlar…
Bizim gümrükçülere bravo!
Ortaya çıkarmışlar araçların çalıntı olduğunu…
Maliye’ye de bildirmişler…
Ve daha sonra da Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi’ne devredilmesi hususunda bir yazı yazmışlar yetkililere…
İyi okuyun bu yazıyı…
Ne diyorlar?
Savcılığa durumu bildirmişler…
Savcılık, bu araçları getirenlerin araçların gerçek sahipleri olmadığına karar vermiş…
Bunun üzerine gerçek sahiplerini aramaya başlamışlar…
Buradaki İngiliz Yüksek Komiserliği ile irtibata geçmişler…
Komiserlik ne yaptı bilemem…
Ancak Gümrük Dairesi’nin yazısından gerçek sahiplerinin bulunamadığı anlaşılıyor…
Komiserlik Londra’da duyuru yaptı da mı bulunamadı, onu da bilemem…
Bulunamamış işte…
Gerçek sahiplerin bulunabilmesi için bir süre tanımış KKTC…
Ama tanınan sürede “bu araç benim” diyen hiç kimse çıkmamış!
Bu durumda da mal bize kalmış!
Oh ne ala değil mi?
Çal…
Getir…
Bize kalsın!
Şanlı devletimize!
***
İyi de bu hırsızlar kim?
Savcılık madem ki konu kendisine intikal etti, hiç soruşturmadı mı bunu?
Polis hiç harekete geçmedi mi?
Anladım, malın üstüne oturduk, ama meydanı da hırsızlara bırakmamak lazım değil mi?
Çalmak, hırsızlık yapmak suç değil mi?
O halde neden hiçbir tutuklama yok?
Olay geçtiğimiz Kasım ayında patladı…
Ama biz üç ay sonra öğreniyoruz ancak bunu…
Skandallar ve rezaletler…
Sahtekarlıklar ve dolandırıcılıklar bizden önde gidiyor…
İyi ki bir de Serdinç Maypa’mız var…
Bunu ortaya çıkaran da o oldu…
Ve dün gece de ekranda bağıra bağıra söyledi, hesap sordu…
***
İşin en çarpıcı yanı şu:
Bu çalıntı araçlar Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi’ne teslim edildi önce…
O da bakın kimlerin kullanımına verdi…
Başbakanlık ve Polis Genel Müdürlüğü’nün kullanımına…
Evet yanlış okumadınız…
Bu çalıntı araçları Başbakanlık ve Polis Genel Müdürlüğü aldı…
Beş tane Başbakanlık’a…
Üç tane de Polis Genel Müdürlüğü’ne…
Range Rover’ler Başbakanlık’a, Toyota’lar polise…
Bunlar onların kullanımında şimdi…
Çalıntı araba kullanmaya hiç çekinmiyorlar mı?
Çekinmiyorlar demek ki…
***
Dediğim gibi sahtekarlıklara yetişemiyoruz…
Bizden önde gidiyor…
Hangi biriyle uğraşacan…
Gazetecilik mi yapalım, polislik mi?
Bir bakıma gazeteci de polistir değil mi?
Bir bakıyoruz, sahte diploma skandalı boyumuzu aşmış!
Ve bunu da yeni öğreniyoruz…
Meğer üniversite yetkilileri siyasilere sahte diploma dağıtıp karşılığında vatandaşlık istemişler…
Ne hoş!
Bir bakıyoruz, sol direksiyonlu araba getirmek isteyen ölüm tacirlerini mahkeme frenlemiş!
Bir bakıyoruz, anayasaya aykırı olan seyrüsefer harçları da mahkemelik olmuş…
Söyleyin…
Hangi biri ile uğraşacan..
Avrupa gazetesi 14 Ocak salı
