Rejim, kayyum sopasını elden bırakmıyor. Önceki akşam Dersim ve Ovacık belediyelerine atanan kayyumlara karşı ülkenin dört bir yanında protestolar yapıldı. Açıklamalarda kayyumların Saray rejiminin kendini kalıcılaştırma hamlesinin bir parçası olduğu belirtilirken “Birleşik mücadele zeminleri genişletilmelidir” denildi.
Kayyum siyasetine sıkı sıkıya sarılan Saray rejimi her geçen gün vites artırıyor. Normalleşme ve çözüm süreci tartışmaları arasında muhalefetin elindeki belediyelere atanan kayyumlara önceki akşam İçişleri Bakanlığı kararı ile yenileri eklendi.
Esenyurt, Halfeti, Mardin ve Batman belediyelerin ardından DEM Partili Dersim Belediye Başkanı Cevdet Konak ve CHP’li Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün yerine kayyum atandı. Böylece yerel seçimlerde toplumsal desteğini büyük ölçüde kaybetmeye başlayan rejim, muhalefetin 6 belediyesini yargı eliyle ele geçirdi.
Geçtiğimiz gün ‘terör örgütü’ suçlaması ile 6’şar yıl hapis cezasına çarptırılan Konak’ın yerine Dersim Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu atanırken Sarıgül’ün yerine ise Ovacık Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen getirildi. Kararın belediye başkanlarına bildirilmesinin ardından önceki akşam çok sayıda yurttaş da belediye önünde kayyum protestolarına başladı. Yaşanan protestolara polis müdahale ederken eylemler sabah saatlerine kadar sürdü.
Dersim Belediyesi’ne kayyum olarak atanan Vali Bülent Tekbıyıkoğlu’nun ilk icraatı, sabahın erken saatlerinde belediye binasının önünü ve çevresini beton bariyerlerle kapatmak oldu.
Ayrıca valilik tarafından kentte 10 gün eylem yasağı da getirildi. Öte yandan protestolar dün de devam etti.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Dersim Belediyesi Eşbaşkanı Cevdet Konak, Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi Seyit Rıza Meydanı’na doğru yürüyüş gerçekleştirdi. Yurttaşlar sık sık “Belediyeler bizimdir kayyum defol” sloganları attı. Yürüyüşün ardından konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları “Belediyeler kışla değildir. Belediyeler halkın evidir. Bizler demokratik taleplerimizden, demokrasi mücadelesinden asla geri durmayacağız. Seyit Rıza nasıl baş eğmediyse, bizler de baş eğmeyeceğiz” dedi. Kayyum rejimi ortadan kaldırılana kadar mücadeleye devam Hatimoğulları, “Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesinden yana olduğumuzu Dersim sokaklarından cümle aleme bir kez daha duyuruyoruz. Bir yandan küçük ortakları Kürt sorununu çözelim diyecek, öte yandan kayyum atayarak, bize diz çöktürecekler. Bizler kayyum rejimi ortadan kalkmadığı sürece, mücadele etmeye devam edeceğiz. Hangi barıştan bahsediyorsunuz? İsrail’e karşıyız diyorsunuz, Dersim halkına İsrail’in Filistin’e yaptıklarının aynısını yapıyorsunuz. Buradan Ankara’ya, Saray’a sesleniyorum; bu zulümden artık vazgeç. Türkiye’nin dört bir tarafında sadece kayyum atanan kentlerimizde değil her yerde kayyum rejimine faşizme karşı mücadelemizi daha da büyüteceğimiz bir zamandayız.”
BU BİR SİYASİ DARBEDİR
Aralarında Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Urfa Milletvekili Mahmut Tanal, Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, PM üyesi Saniye Barut ve eski Dersim Milletvekili Polat Şaroğlu’nun yer aldığı CHP heyeti de Dersim’de bir açıklama gerçekleştirdi.
Mahkeme kararını tanımadıklarını söyleyen Tanrıkulu, “AKP, 15 Temmuz darbe girişimini, Allah’ın lütfu saydığı için elde ettiği kararnameyle 2016 yılında bu kayyum düzenlemesini mevzuata soktu. 2016 yılından buyana bütün bölgede üç kezdir ve bu dönemde İstanbul’da başlayarak bütün bölgede uyguluyorlar. Bu bariyerleri kaldıracağız. Belediye Başkanımızın işlediği herhangi bir suç yok. O mahkeme kararını da tanımıyoruz. Bu kararların nerede ve nasıl verildiğini biliyoruz. Adil bir yargılama sürecinin olmadığını, soruşturmanın talimatla başladığını biliyoruz. Bunun demokrasiyle ilgisi yok. Bunun adı siyasi darbedir. Darbe sadece askeri güçle yapılmaz. Ele geçirdikleri sivil iradeyle, eğer Anayasa’ya aykırı davranıyorlarsa, bu da siyasi darbedir. Bu darbeye karşı halkımızla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
***
ORTAK MÜCADELE ZEMİNLERİNİ YARATACAĞIZ
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın:
Öncelikle rejim, yaşanan bu kayyumları salt hukuki süreçlermiş gibi göstererek toplumu ikna çabası içine girmiş durumda. Bu yüzden en baştan belirtmek lazım ki yargı artık tamamen siyasallaştı. İlk ceza mahkemelerinden çıkartılan bu kararlarla yerel yönetim gücünü de seçimlerin anlamını da her geçen gün ortadan kaldırıyorlar. Sürecin de özellikle üç aktör üzerinden yürütüldüğünü belirtmek gerekiyor. Erdoğan, Bahçeli ve sözcülüğe soyunan Mehmet Uçum. Erdoğan ve Bahçeli kamuoyunda daha kafa karıştırıcı ilerleyip, gündemde farklı tartışmalara yol açarken Uçum, rejimin rotasını defalarca belli etti. “Bahçeli’nin sözleri fırsat penceresidir” açıklamalarında yer alan o pencerenin ne olduğunu hep birlikte görüyoruz. Baskılara, kayyumlara, hukukun tasfiyesine açılan bir pencere bu. Ya da ‘Ülke daha önce açılım süreci yürüttü.
Devlet aklı böyle işlemez” açıklamalarından bu rejimden demokratik bir sürecin beklenemeyeceği, hedeflerinin Anayasa değişikliği ile rejimi kalıcılaştırmak olduğunu anlayabiliyoruz. Bu hedefe giderken halka dedikleri de şu; Bizim dediklerimizi yapan, dinleyen ona göre hareket eden herkes meşru vatandaşımız. Onun dışında kalan tüm kesimler ise sopamızı karşısında bulacak. Bunun sonucunda da Erdoğan bir kez daha aday olacak. Nitekim Bahçeli de açık açık Erdoğan aday olmalı mesajını verdi. Dolayısıyla kayyumlarla, gazetecilere yönelik soruşturmalar da ısıtıp ısıtıp Meclis’e getirdikleri etki ajanlığı yasası da tüm bunlardan bağımsız değil. Yani o bunu dedi, bu böyle konuştu tartışmalarından öte şu an oyun planı net. Toplumu artık ikna edemeyecek olan iktidar, zor kullanma yoluyla ile ayakta kalmaya çabalıyor. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar halkın büyük bir kesmi onların karşısında bir irade ortaya koymaya devam ediyor. Biz de bu mücadele alanlarını genişletmek için hızlıca tartışmalarımıza başladık. İkinci bir 15 günlük nöbet programımız bir yandan hazırlanırken 81 İl başkanımızla beraber bir araya gelme kararımızı duyurduk.
Geçtiğimiz gün Meclis’te bulunan 15 siyasal partiden 11’inin kayyuma karşı bir araya gelmesini önemli bulduğumuzu söylemek isterim. Tabii ki bu sadece Meclis ile sınırlı kalmayacak. Hatta Demokrasi nöbetini aşacak yeni eylemsellikleri planlamaya başladık. Ülkenin aydınlarıyla, sanatçılarıyla, demokrasi güçlerinin tamamıyla nöbetlerin haricinde forumlar, paneller buluşmalar gerçekleştirmek istiyoruz. Bu iktidar blokuna karşı ortak mücadele zeminlerini yaratacak bir hattı kuracağız.
***
KAYYUMUN YOLSUZLUĞU
İçişleri Bakanlığınca Dersim’e Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilen Vali Bülent Tekbıyıkoğlu’nun ihalede yaptığı usülsüzlükler bir kez daha gündem oldu.
Sözcü’de yer alan habere göre Tekbıyıkoğlu’nun yöneticisi olduğu Tunceli Özel İdaresinin Ağustos ayında yaptığı 104 milyonluk ihaleyi pazarlık usulüyle vermesi tepki çekmişti.
Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu’nun yönetiminde olan Tunceli İl Özel İdaresi 28 Ağustos’ta 21/B(pazarlık) usulüyle Tunceli Merkez Milli Eğitim Müdürlüğü Binası Güçlendirme ve Onarım İşi’ ihalesi yaptı. İhaleye iki firma teklif vermişti. Yaklaşık maliyeti 107 milyon 791 bin 561 TL olan ihale 104 milyon 550 bin TL’ye AGV Yapı Ticaret Limited şirketine verildiği ortaya çıkmıştı.
***
HALKIN İRADESİNİ TANIYIN
Kayyumlar sonrası ülkenin birçok bölgesinde de sokağa çıkıldı. İstanbul Şişhane Meydanı’nda yurttaşlar, İstanbul Emek ve Demokrasi güçlerinin çağrısı bir araya geldi.
Yapılan açıklamada, “Darbe politikalarından vazgeçilmeli ve halkın iradesi tanınmalıdır.” ifadeleri yer aldı.
Adana Emek ve Demokrasi Güçleri de kayyumları protesto etti. İnönü Parkı’nda bir araya gelen yurttaşlar, polisin çemberine alınarak engellenmek istendi. Ancak yapılan oturma eylemi sonrası çemberin gevşetilmesiyle basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada “Kayyum politikaları, Cumhuriyet rejiminin totaliter bir yapıya dönüştüğünün en açık göstergesidir” denildi. Batman’da yapılan protestolarda ise kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirildi. Mücadele çağrılarının yapıldığı açıklama şunlar yer aldı: “Tarihi baskı ve zulme karşı direnişlerle dolu olan ve asla boyun eğmeyen Dersim’in bu yöntemlerle cezalandırılmak istenmesi, iradesinin hedef alınması geçmişte olduğu gibi bugün de sonuç vermeyecektir. İrade gasbı üzerinden siyasi ömrünü uzatmaya çalışan AKP-MHP iktidarının halk nezdinde hiçbir meşruiyeti kalmamıştır”
***
DÖRT BİR YANDAN TEPKİLER
KESK, TMMOB, DİSK, TTB: “Siyasal iktidar tüm demokratik hakları ortadan kaldırıyor. Artık bu karanlık döneme son vermek her yurttaşın ve bizlerin görevidir.
CHP Lideri Özgür Özel: Halkın iradesine kafa tutan karşımızdaki bu kötülüğe karşı, sonuna kadar hep birlikte mücadele edecek, gereken tüm adımları hep birlikte atacağız.
İBB Başkanı İmamoğlu: Kayyum uygulaması hukuki değildir. Mevcut uygulama millet iradesini gasp etmek, seçme ve seçilme hakkını ihlal etmektir. Unutmamak gerekir ki: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
İstanbul Barosu: Kayyum uygulaması, asla kanıksanamaz ve meşrulaştırılamaz. Yasama, yürütme ve yargı organlarını, Anayasaya saygıya ve Anayasa suçuna son vermeye çağırıyoruz.
SOL Parti: Yok başka yolu demokrasi ve halkın iradesine sahip çıkmak için, bu zorba rejime son vermek için birleşelim. Dersim ve Ovacık halkıyla omuz omuza mücadele edeceğiz.
DEM Parti: Kayyumlar gidecek, halkın iradesi baki kalacaktır. Tüm demokrasi güçlerini, bu darbeye ve irade gaspına karşı omuz omuza durmaya çağırıyoruz. Halkımızı bu zulme asla alıştıramayacaksınız.
TKP: insanlığın büyük mücadelelerle ve ağır bedeller ödeyerek elde ettiği siyaset yapma, seçme ve seçilme hakları gaspedilemez. AKP de, fermanı da, kayyımları da gayrimeşrudur, hükümsüzdür!
TKH: Kayyum kararları AKP’nin siyasi kararının sonucudur. İktidarın kayyum siyasetine hayır diyoruz ve halkımızı baskıya ve istibdat rejimine karşı mücadeleye çağırıyoruz.
EMEP: Yalan, talan, zulüm iktidarının beton bariyerler arkasına saklanmış kayyumuna Dersim halkı geçit vermeyecek. Dersim diline, inancına, iradesine, kentine sahip çıkıyor. Dersim ittifakı birlikte kazandı, birlikte direnip yeniden birlikte yönetecek!
TİP: Dersim ve Ovacık belediyelerine atanan kayyumlar, bu kapkaççı zihniyeti pekiştirmeye yönelik adımlardır. Özgür iradesi gasbedilen halkımızın yanındayız. Kapkaççıları dayanışmamızla yeneceğiz. BİRGÜN