İran Dışişleri Bakanı Arakçi, Suriye’de cihatçı grupların hükümet güçlerine saldırıp Halep’in büyük kısmını ele geçirmesi sonrasında önce Şam’ı, sonra Ankara’yı ziyaret etti. Dışişleri Bakanı Fidan, ortak basın toplantısında Esad’a yüklendi.
RADİKAL – Türkiye de dahil çok sayıda ülkenin ‘terör örgütü’ listesinde bulunan Heyet Tahrir el Şam’ın (El Kaide/El Nusra) başını çektiği cihatçıların Suriye hükümet güçlerine başlattığı saldırının üzerine bölge turuna çıkan İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Şam’ın ardından Ankara’yı ziyaret etti. Arakçi, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüştü. İki bakan, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
FİDAN: ŞAM MEŞRU MUHALEFETLE UZLAŞI SAĞLAMALI
Fidan’ın “Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahaleyle açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır” sözleri dikkat çekti. Dışişleri Bakanı, bunun ardından “Son gelişmeler, Şam’ın kendi halkıyla ve meşru muhalefetle uzlaşı sağlaması gerektiğini bir kez daha gösteriyor” yorumunu da yaptı.
‘SEBEP, SORUNLARIN ÇÖZÜLMEMİŞ OLMASI’
Arakçi ile Suriye’deki son gelişmeler üzerinde görüş alışverişinde bulunduklarını söyleyen Fidan, “Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır. Bu, Suriye ile ilgili gerçekleri anlamak istemeyenlerin sığındığı bir sığınaktır” diyerek şöyle devam etti:
“Astana süreci sahadaki sıcak ve yoğun çatışmaların durmasını sağlamıştı. Böylece rejimin muhalefetle siyasi alanda angajmanlarını ilerletilmesini hedeflemişti. Geldiğimiz noktada Suriye’de geniş çaplı çatışmaların tekrar başlamasının nedeni bu ülkenin birbiriyle bağlantılı sorunlarının 13 yılı aşkın süredir çözülmemiş olmasıdır. “
‘TÜRKİYE BU YÖNDE GEREKEN TÜM KATKIYI SAĞLAMAYA HAZIRDIR’
Fidan, “Rejimin siyasi sürece samimi biçimde dahil olmaması bir hataydı” diyerek, Suriye ordusunun İdlib’deki militanların “sızma” girişimi ile gerekçelendirdiği saldırıları için “Son olarak sivillere yönelik kapsamlı saldırılar gerçekleştirmesi iç savaşı yeniden alevlendirdi” ifadelerini kullandı. Fidan, “Biz bu konulardaki uyarılarımızı ilgili tüm taraflara defalarca yapmıştık. Son gelişmeler Şam’ın kendi halkıyla ve meşru muhalefetle uzlaşı sağlaması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Türkiye bu yönde gereken tüm katkıyı sağlamaya hazırdır” ifadelerini kullandı.
‘HER TÜRLÜ TEHDİDİ BULUNDUĞU YERDE YOK EDECEĞİZ’
Dışişleri Bakanı, şöyle devam etti:
“Astana süreci kapsamında önemli çalışmalar yürüttüğümüz İran’la koordinasyonumuzu önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve birliğinin korunmasını her zaman destekledik, bundan sonra da destekleyeceğiz.
Bir hususu daha en güçlü ve kararlı şekilde vurgulamak istiyorum, milletimiz müsterih olsun. Türkiye istikrarsızlık ortamından istifade etmeye çalışan terör örgütlerine asla ve asla geçit vermeyecektir. Ulusal güvenliğimize ve halkımıza yönelen her türlü tehdidi bulunduğu yerde yok edeceğiz.”
İRANLI BAKAN İSRAİL’İ SUÇLADI
İran Dışişleri Bakanı Arakçi ise sözlerine, “Kısa bir süre içerisinde ikinci Türkiye ziyaretim. Bölgesel konular hususundaki istişareler için gerçekleşmiştir. Bu, iki ülkenin yakın iş birliğini göstermektedir. İki ülkenin ortak menfaatleri ve ortak endişeleri vardır. Tabii ki bazı fikir ayrılıkları da olabilir ki bu da doğaldır” diyerek başladı. Arakçi, “Bu ziyaret iki ülke arasında bölgesel meseleler ve zorluklara ilişkin yakın istişarelerin yapılmasıyla ilgilidir” dedi.
Suriye’deki saldırılardan İsrail’i sorumlu tutan Arakçi “Edindiğimiz bilgiye göre Suriye’deki terör gruplarının Amerika ve Siyonist rejimle yakın ilişkisi ve koordinasyonu bulunmakta. Bu gruplar dikkati siyonist rejimin Filistin ve Lübnan’daki suçlarından uzaklaştırmak ve başarısızlıklarını telafi etmek amacıyla Suriye’de güvensizlik ortamını yaratmaya teşvik etmişlerdir” diye konuştu.
‘SURİYELİ MÜLTECİLERİN ÜLKELERİNE GERİ DÖNÜŞ YOLUNU ELE ALDIK’
Arakçi, “Suriye’nin kuzeyindeki tekfirci grupların tekrar aktifleşmesi ve özellikle Halep kentine saldırmaları endişe vericidir” diyerek şöyle devam etti:
“Suriye’nin güvenliğini ve istikrarını büyük bir tehlikeye atmıştır. Böyle tehlikeli bir durum kesinlikle bütün bölge ülkeleri ve başta Suriye’nin komşularını da etkileyecektir. Biz inanıyoruz ki Siyonist rejiminin bu gerilimin çıkması hususundaki rolünü göz ardı etmek büyük hata olur. Biz bugün değerli kardeşim Sayın Fidan ile özellikle de Suriye’de istikrarın sağlanması ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüş yolunu ele aldık.
Astana sürecinin kazanımlarının korunması konusunda fikir birliğini sağladık. Bir sonraki Astan sürecinin toplantısını Dışişleri Bakanları düzeyinde bir an önce düzenlemeyi kararlaştırdık. Bu süreci destekliyoruz ve bu sürecin tıkanmasını ve engellenmesini önlememiz lazım.” ARTI GERÇEK