Ana Sayfa Güncel KAZIM DENİZCİ YAZDI ...

KAZIM DENİZCİ YAZDI DEDİK YA, DÜZENİN ADI İŞGAL

20
0

“Düşünüyorum öyleyse varım.” diyor filozof Decart. Demek insanın varlığı yaşadıkları üzerine düşünme önceliği ile iç içeymiş. En son ne zaman bir işi başarılı bir şekilde yapabildiğinizi hiç düşündünüz mü? Her şey yıkılırken onun yaptığı kötülüklerine rağmen neden ayakta kaldığını?

Her alana yayılmış güçlendirilmiş kötülük, bunalım ve kaos sistemi içinde adamız, Ankara’nın kuklalarının keyfi uğruna toplumumuz çok ağır bir felaket yaşarken küçük, büyük insanımızı çeşitli ihmaller bir yana hastalıklardan kaybetmişken… Hala daha derin bir acı içindeyken… Utanmadan sıkılmadan ŞOV yapıyorlar.

***

Dünyanın bütün ahlaksızları bu ada yarısına çökmüş vaziyette. İnsanın içi parçalanıyor ve bu topumu işgalcisine karşı koruyacak bir muhalefet gücü de yok? Nereye dokunsak elimizde kalıyor. Sağlıktan eğitime aklınıza gelen diğer hizmetlerden mahrum bir düzen inşa ettiler.

Dedik ya, düzenin adı işgal, bu düzen içinde başımızdan cop belimizden tekmeleri hiç eksilmiyor. Soygun, vurgun, talan, hırsızlıkları ve cemaatler, tarikatlar rezilliklerini saymıyorum bile. Hani derler ya burası Türkiye’deki Erdoğan diktatörlük yönetiminin bütün pisliklerini boşalttığı bir çöplüğü haline getirilen ada yarısı, çirkefe batırılmış.

***

Uzatılacak bir yanı kalmadı deyip başka bir konuya geçebilir, burada kesebilirdim. Fakat bir yalanı başka bir yalanla kapatacağını zanneden bizim utanmaz ahlaksız takımı, gözümüzün içine baka baka bize yalan söylemeye devam ediyor.

Bu alçak diktatöre ne yapacağınızı, nasıl yaranacağınızı şaşırmamış mıydınız? Onları ele verdiğimizde karın ağrıları artarak sürüyor. İçlerinde bir tane bile numunelik olsun diye, bulunmaz mı? Yazılanlar karşısında kuru gürültü yaparlarsa gerçeğin sesini boğabileceklerini, üste çıkıp alacaklı bile görünebileceklerini düşünüyorlar.

***

Bizdeki bazı örgüt temsilcileri ülkenin her karış toprağının Türkiye tarafından işgal edilip talan edildiğini görmezden gelerek “Tek bir kayayı bile alamazsınız” diyebiliyorsa öküz altında buzağı aramaya gerek yok. Demek ki işgalin geldiği durumu yalnızca biz görebiliyoruz.

Kepazelik içinde kepazelik… Acaba kim yalan söylüyor? Ben kime inanayım? En iyisi hiçbirine.                                     İşbirlikçi kuklalarla bir merhabam dahi yok ama toplumsal mücadelede göstermelik olarak rol oynayan kişilerle olan ilişkilerimi gözden geçirmem gerektiğini anladım… Radikal kararlar almak ve uygulamak lazım diye düşündüm o kadar.

***

Burada bir siyasal muhalefet var, bir de toplumsal muhalefet! Birincisi ne kadar acizlik içerisinde, beceriksiz ve yetersiz ise ikincisi o denli köklü ve güçlüdür. Onca eleştiriye hatta hakaretlere rağmen eriyip kaybolmadı.

Tersine her eleştiride haklılığını biraz daha fala insan kavramaya başladı. Biraz daha şerbetlendi, külün altında uyuyan kömür gibi fırsatını bulunca kendisini göstermesini bilecek. Bölünme, parçalanma, cepheleşme gibi devasa sorunlarımız bu gün var gibi görülebilir ancak kurtuluş yöntemi etrafında kenetleniyor gibi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz