OPERASYONLAR DA BAŞLADIYSA TAMAMIZ
Emrah Yeşilırmak’ın her vatandaş gibi ‘Sahte diploma’ konusundan yargılanabilmesi için dokunulmazlığının kaldırılması gerekiyor mu?
Kesinlikle evet…
Buna engel olan Ulusal Birlik Partili Milletvekilleri hem anayasanın eşitlik ilkesine aykırı hareket edip hem de toplumsal vicdanı yaralayıcı bir tavır sergiliyor mu?
Kesinlikle evet…
Suçsuz olan bir insan yargılanmaktan korkar mı?
Kesinlikle hayır…
Peki, bu konuyu bir partinin gündeme taşıması ve bu haksızlığı yapanları deşifre etmesi doğru mu?
Kesinlikle evet…
Eşitlik ilkesine aykırı hareket eden ve Yeşilırmak’ı yargılanmaktan kaçıran Milletvekillerinin, bilboardlara fotoğraflarının ilan edilmesi özel hayatın gizliliğine girer mi?
Kesinlikle hayır…
Bu kadar net bir konuda, UBP vekillerinin çıkıp da Kudret Özersay ile partisini suçlamak yerine, her aldıkları kararla bu toplumun vicdanını nasıl yaraladıklarını sorgulaması gerekiyor!..
Ancak bunu yapmayan UBP ile vekilleri, bir de üzerine kendilerine muhalif olan kişilerle ilgili operasyonlar düzenlemeye başladı!..
Ülkemizde “Kindar” bir politika ile daha önce hiç tanışmamıştık, saolsun UBP bunu da bizlerle hem yaşattı hem de tanıştırdı…
Bakınız, ben Ahmet Tokatlıoğlu‘nu şahsen tanımam, selamlaşmanın dışında herhangi bir sohbetimiz de olmadı…
Babası adına imza attı mı, attıysa bu suç teşkil eder mi etmez mi ona da karar verecek olan yargımızdır…
Ancak bunun bir operasyon olduğu da çok açık ve nettir…
Kıbrıs’ta izinli bir şekilde bu imzalar atılıyor…
Bakınız, bu bir suç olabilir fakat bahsettiğim “At babam benim yerime da işler yürüsün’ niyeti de taşıyabilir” diyorum!..
Ki tanımadığım bu insanların niyetinin bu olduğundan adım gibi eminim!..
Fakat yukarıda da dediğim gibi “Mida’yı yakalamışlar” gibi Tokatlıoğlu’nu, tam da Halkın Partisi’nin hükümeti ifşa ettiği günün ertesinde tutukladılar…
Hani “Türkiye’de ne varsa KKTC’de de o olacak” denmişti ya, işte bu da o niyet ve söylemin imzasıdır…
Bizler hakkında da yalan beyanlarla birçok iddia gidiyor polisin önüne…
Niye?
Bakınız Türkiye’de yaşananlara!..
Ekrem İmamoğlu meğer Türkiye sınırlarını aşan bir suç çetesinin lideriymiş de kimsenin haberi yok!..
İmamoğlu hakkındaki iddiaları biliyorsunuz!..
Say say bitmez!!!
-Rüşvet…
-Kara para aklama…
-Sahtecilik…
-Organize çete liderliği vs.
Soruyorum, 16 Milyon İstanbullunun oyu ile seçilen bir belediye başkanına bunu yapabilen düzenin uzantısı, bir partinin yönetim kurulu üyesine ve/veya gazetecisine, öğretmenine falan neler yapmaz?
Biraz sivrildiğiniz, biraz kurulu olan düzeni ifşa ettiğiniz anda hedefe konuyorsunuz…
“Bakın bakalım şu ‘X’ muhalif hakkında ne bulabilirsiniz ve/veya ne yaratabilirsiniz” talimatı anında veriliyor!..
Bakınız, “Ne yaratabilirsiniz”…
İşte bu aslında işin özeti…
Unutmayınız, sadece bir evde bulunan malzemeler ve bir ifadeyle başlayıp bütün üst düzey komutanların haksız yere hapse gönderildiği bir düzenden ve sistemden bahsediyoruz!..
En iyi işleri kurgulamak…
Şimdi kurgu sırası Kıbrıs’ın kuzeyinde…
Nefes alırken ses çıkartan yandı!..
