Ana Sayfa Güncel Mahmut Kanber Yazdı: ALEVİ SOYKIRIMI ÇIĞLIĞI!

Mahmut Kanber Yazdı: ALEVİ SOYKIRIMI ÇIĞLIĞI!

12
0

İNTİKAMCI REJİMİN İNSANLIK DIŞI KATLİAMLARINA KARŞI DÜNYA NEREDE?

Suriye’de Alevi kardeşlerimize karşı yapılan sistematik katliamları, soykırım ve etnik temizlik girişimlerini dehşet ve öfkeyle izliyoruz. HTŞ adlı bu sözde “rejimin” uyguladığı vahşet, Alevi varlığını silmeyi, onları topraklarından sürmeyi ve kültürel miraslarını yok etmeyi hedefliyor. Bu insanlık suçuna karşı sessiz kalmak, evrensel insan haklarına ihanet etmek demektir.

Bu feryadımız, sadece bir başlangıç değil, insanlık onuruna yapılan bu alçakça saldırıya karşı vicdanımızın haykırışıdır. Suriye’de yaşananlar, modern çağın en acımasız soykırım ve etnik temizlik girişimlerinden biridir. HTŞ’nin sistematik şiddeti, yalnızca fiziksel yok etme çabası değil, aynı zamanda Alevi kimliğinin ve kültürel mirasının köklerini kazımaya yönelik planlı bir saldırıdır. Zorla din değiştirme, inanç merkezlerine saldırılar, cinsel şiddet, toplu katliamlar ve zorla göç, bu insanlık dışı planın vahşi araçlarıdır.

Yeni İntikamcı Yapı ve İnanç Gruplarına Yönelik Zulüm:

HTŞ, sadece bir rejim değişikliği değil, aynı zamanda bağnaz bir ideolojinin devlet yapısına dönüşmesidir. Bu cani yapı, yalnızca Alevilere değil, farklı inanç gruplarına karşı da derin bir düşmanlık beslemekte ve onları “geçmişin intikamı” olarak gördüğü bir kanlı hesaplaşmanın hedefi haline getirmektedir.

  • Sistematik Düşmanlık:
    • Bu “rejim”, Alevilerin yanı sıra Hristiyanlar (Süryaniler, Ermeniler), Dürziler, Yezidiler ve diğer azınlık inanç gruplarını da “öteki” olarak kodlayarak, onları her türlü insanlık dışı muamelenin hedefi haline getiriyor. Bu nefret, sadece askeri operasyonlarla sınırlı kalmıyor, toplumsal ve kültürel düzeyde de sistematik bir şekilde uygulanıyor.
  • Bağnaz İdeoloji:
    • Bu “rejim” ideolojik yapısı, farklı inanç gruplarına yönelik geçmişteki olayların intikamını alma hırsıyla yanıp tutuşuyor. Bu hastalıklı intikam ideolojisi, farklı inançlara mensup insanlara yönelik her türlü şiddetin meşrulaştırılmasına zemin hazırlıyor.
  • İnanç Kimliklerinin Yok Edilmesi:
    • Bu “yeni” yapı, farklı inanç kimliklerini ve kültürlerini yok etmeyi saplantı haline getirmiş durumda. Zorla din değiştirme, inanç merkezlerine saldırılar ve kültürel mirasın hunharca tahrip edilmesi, bu karanlık amaca yönelik planlı eylemlerdir.

Suriye’de İşlenen İnsanlık Suçları:

  • Soykırım ve Etnik Temizlik: HTŞ, Alevileri ve diğer inanç gruplarını sistematik olarak hedef alarak soykırım ve etnik temizlik suçu işlemekte, uluslararası hukukun en temel ilkelerini ayaklar altına almaktadır.
  • Yaşam Hakkının İhlali: Alevi, Hristiyan, Dürzi, Yezidi siviller, keyfi infazlar, toplu katliamlar, işkence ve cinsel şiddet gibi insanlık dışı uygulamalarla yaşam haklarından mahrum bırakılıyor. Kadınlar ve çocuklar dahil olmak üzere masum insanlar, acımasızca hedef alınıyor.
  • Zorla Göç ve Yerinden Edilme: Alevi ve diğer inanç toplulukları, yaşadıkları topraklardan zorla sürülerek göçe zorlanmakta, demografik yapıyı değiştirme ve varlıklarını silme amacı güdülmektedir. Bu, bu halkların köklerini kurutmaya yönelik planlı bir saldırıdır.
  • Kültürel Soykırım: İnanç merkezleri, türbeler ve kutsal mekanlar barbarca tahrip edilmekte, kültürel miras yok edilmekte ve inanç kimlikleri hedef alınarak kültürel soykırım uygulanmaktadır. Dini ritüeller yasaklanmakta, kültür ve gelenekleri baskı altına alınmaktadır.
  • Güncel ve Somut Bilgiler: Gelen korkunç bilgiler, HTŞ güçlerinin ele geçirdikleri yerleşim yerlerinde farklı inançlardan sivilleri topluca katlettiklerini kanıtlamıştır. “Alevi misin, Hristiyan mısın, Sünni mi?” gibi ayrımcı sorgulamalar, bölge halkı üzerinde derin bir korku ve endişe yaratmaktadır.

Uluslararası Toplumun İkiyüzlülüğü ve Acil Müdahale Çağrısı

Uluslararası toplumun bu vahşete karşı sessiz kalması, evrensel insan hakları değerlerine ihanettir. Batılı devletlerin ve uluslararası örgütlerin, siyasi ve ekonomik çıkarlar uğruna insan haklarını görmezden gelmesi kabul edilemez.

BM, AB ve diğer uluslararası örgütler, derhal harekete geçerek bölgeye ulaşmalı ve bu katliamı durdurmalıdır. Bağımsız gözlemciler ve insan hakları kuruluşları, bu vahşetin belgelenmesi için acilen bölgeye gönderilmelidir.

Yeni Suriye, Bir Mezhep Devleti mi?

Suriye’de terörle mücadele kisvesi altında yürütülen operasyonlar, giderek bir mezhep savaşına dönüşmektedir. Bölgeyi terörden arındırmak istenirken, mezhepçilik üzerinden yeni bir terör dalgası mı yaratılmak isteniyor? Suriye’nin geleceği, etnik ve dini farklılıkları dışlayan, tüm vatandaşlarına eşit haklar tanıyan demokratik bir yapı üzerine inşa edilmelidir. Aksi takdirde, bu kanlı döngü sonsuza dek devam edecektir. Yeni Suriye bir meshep devleti olmamalıdır.

İnanç Temelli Düşmanlık ve Gericilik

İnanç farklılıkları üzerinden düşmanlık tanımlamak, en ilkel ve gerici yaklaşımlardan biridir. Bu tür bir yaklaşım, insanları ayrıştırmakta, nefret tohumları ekmekte ve toplumsal barışı tehdit etmektedir. İnanç özgürlüğü, temel insan haklarından biridir ve her bireyin inancını özgürce yaşaması, evrensel insan hakları beyannamesinde de koruma altına alınmış temel bir haktır. Farklı inançlara saygı duymak, hoşgörü ve diyalog ortamını geliştirmek, çağdaş ve demokratik toplumların en önemli özelliklerindendir.

Suriye’deki İnanç Gruplarına Yönelik Soykırım ve Şiddet Kimlerin Kirli Çıkarlarına Hizmet Ediyor?

Suriye’deki farklı inanç gruplarına yönelik soykırım ve şiddet, bir dizi karanlık aktörün karmaşık stratejik çıkarlarına hizmet etmektedir.

  • Siyasal İslamcı Gruplar: HTŞ gibi gruplar, farklı inançları kendi hastalıklı ideolojilerine aykırı gördükleri için hedef almaktadır. Bu vahşi gruplar, bölgeden farklı inanışları temizleyerek kendi ideolojik hakimiyetlerini kurmayı ve yaymayı amaçlamaktadır. Bu grupların bazı bölgesel ve uluslararası destekçileri, bu eylemleri kendi siyasi ve mezhepsel hedefleri doğrultusunda kullanmaktadır.
  • Bölgesel Güçler: Suriye’deki çatışmalar, bölgesel güçler arasındaki kanlı rekabetin bir arenası haline gelmiştir. Bazı bölgesel güçler, farklı inançlara yönelik şiddeti, Suriye’deki nüfuzlarını artırmak ve rakip güçleri zayıflatmak için kullanmaktadır. Mezhepsel gerilimleri körükleyerek, bölgedeki kendi taraftarlarını mobilize etmeyi ve kendi pozisyonlarını güçlendirmeyi hedeflemektedirler.
  • Uluslararası Aktörler: Bazı uluslararası aktörler, Suriye’deki istikrarsızlığı, kendi jeopolitik çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır. Bu aktörler, Suriye’deki kaynaklara erişim sağlamak, bölgedeki askeri üslerini korumak veya rakip güçlerin etkisini azaltmak gibi kirli hedefler güdebilmektedir. Aynı zamanda, terör örgütlerinin güçlenmesi, bazı uluslararası aktörler için, bölgeye askeri yığınak yapma gerekçesi haline gelebilmektedir.
  • Terör Örgütleri: Terör örgütleri, bu şiddeti kendi varlıklarını güçlendirmek ve yeni militanlar kazanmak için kullanabilirler.
  • Savaş ortamında insan kazanmak için kullanabilirler.
  •  Savaş ortamında insanlık dışı şiddet hareketleri yaparak kendilerini gösterebilirler. Bölgesel güçlerin zayıflığı, bu terör örgütlerinin elini güçlendirebilmektedir.
  • Bu aktörlerin çıkarları bazen örtüşse de, bazen çatışmaktadır.
  • Suriye’deki durumun karmaşıklığı, bu aktörlerin rollerini ve etkilerini değerlendirmeyi zorlaştırmaktadır.

ACİL ÇAĞRIMIZDIR:

  • Uluslararası Ceza Mahkemesi, HTŞ “rejimi” ve insanlık suçu işleyen diğer caniler hakkında derhal soruşturma başlatmalıdır.
  • BM, Suriye’de farklı inanç gruplarını korumak için acil bir insani koridor açmalı ve güvenli bölgeler oluşturmalıdır.
  • Uluslararası insan hakları örgütleri, Suriye’de bağımsız incelemeler yaparak insan hakları ihlallerini belgelemeli ve kamuoyunu bilgilendirmelidir.
  • BM, AB ve diğer uluslararası örgütler, derhal harekete geçerek bölgeye ulaşmalı ve bu katliamı durdurmalıdır. Bağımsız gözlemciler ve insan hakları kuruluşları, bu vahşetin belgelenmesi için acilen bölgeye gönderilmelidir.
  • Suriye’nin geleceği, etnik ve dini farklılıkları dışlayan, tüm vatandaşlarına eşit haklar tanıyan demokratik bir yapı üzerine inşa edilmelidir.

Vicdani Çağrı

Tüm vicdan sahibi insanları, Suriye’deki inanç gruplarına yönelik bu zulme karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. İnanç özgürlüğünü ve insanlık onurunu korumak için hep birlikte ayağa kalkalım!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz